Öğrencilikten sonra bir yılım sınavlara hazırlanmak için Ankara’da geçti. Çok güzel dostluklarım oldu. İşe başladım, eğitim için beş ay yine Ankara’ya geldim. Çok güzel dolu dolu geçen bir beş ay oldu. Bol bol tiyatro, sinema ve kitap vardı Ankara’da geçen zamanlarda. Sonra işim dolayısıyla İstanbul’a taşındım. Çok fazla sinema tiyatro olmadı hayatımda ama gezerek çok şey öğrendim, çok yer keşfettim. Tabi kitaplar yine hayatımın baş köşesindeydi. Tüm bunları yaparken ne zaman soluklanmak için bir kahve içmek istesem yanımda illa ki bir dost oldu. Kahve muhabbete bahaneydi aslında. Gelgelelim eş durumundan işimi Bursa’ya taşıdığımda kahvenin yanına bir dost bulmak en büyük sıkıntı oldu. Şimdi dostlar alınmasın. Elbette varlar ve hayatımda oldukları için onlara müteşekkirim. Fakat zaman burada çok dar/hızlı benim için. Özlemini çekiyorum kahve yanında yapılan dost muhabbetlerinin.
Bu kare de iş için Bursa’ya gelen sevgili dostum Şafak’la otel lobisinde günü batırdığımız bir pazardan. Kendisi şimdilerde Hindistan, Singapur geziyor olsa da ben tekrar gelse de yine bir kahve içsek diye hayal kuruyorum:)
İnan bugün daha bu yazıyı okumadan aklımdan geçtin…Özledim dedim Zuhalle sohbeti, muhabbeti, kıkırdamayı 😊😊 En çok da ona, buna, herşeye kıkırdamayı 😘😘 en kısa zamanda bir araya gelmek dileğiyle 😊
BeğenBeğen
Şafakcım ya bir fırsat kolluyoruz Emre ile inan bana:)
BeğenBeğen